School Store (Stationary Store) Kırtasiye
School Store (Stationary Store) (Okul Kantini (Kırtasiye Dükkânı)) isimli ünitede, okul kantininden alış veriş yapmayı, kırtasiye ürünlerini, yiyecek ve içecek maddelerini tanıyıp satın almayı öğreneceğiz.
Önce bu ünitedeki kelimeleri tanıyalım: pen (dolma kalem); notebook (defter); a pair of compases (pergel); dictionary (sözlük); school bag (okul çantası); type dispanser (bant makinası); ruler (cetvel); pencil (kurşun kalem); stapler (tel zımba makinası); paper clips (kâğıt kıskaçları); bookcase (kitaplık); crayon (renkli kalem; mum boya); a tube of glue (bir tüp yapıştırıcı); a pair of scissors (makas); watercolours (sulu boya); map (harita); pieces of chalks (tebeşir taneleri); stamp (pul); two holes punch (iki delikli zımba); sticky tape (selefon bant); pencil holder (kalem kutusu); globe (küre); file folder (dosya); envelope (zarf); eraser (silgi); paint brush (boya fırçası); calculator (hesap makinası); notice board (ilân tahtası); pencil sharpener (kalemtıraş); coloured pencils (renkli kalemler); adhesive tape (yapışkan bant, plaster); ballpoint pen (tükenmez kalem); dustbin (çöp kutusu); palette (palet); a piece of paper (kâğıt parçası); pencil case (kalem kutusu); clipboard (kıskaçlı tahta); whiteboard (beyaz yazı tahtası); a tube of paint (bir tüp boya); book (kitap); hamburger (hamburger); pizza (pizza); toast (tost); sandwich (sandviç); soup (çorba); rice (pirinç; pirinç pilavı); tea (çay); coffee (kahve); coke (kola); orange juice (portakal suyu); milk (süt); lemonade (limonata); water (su); tomato (domates); potato (patates); garlic (sarmısak); apple (elma); orange (portakal); banana (muz); strawberry (çilek) ...
Yakındaki tekil nesne What is this? (Bu ne?), çoğul nesne ise What are these? (Bunlar ne?) soru yapısıyla öğrenilir.
What is this? (Bu ne?)
It is a calculator. (O, bir hesap makinası.)
What is this? (Bu ne?)
What is this? (Bu ne?)
It is a crayon. (O bir mum boya.)
Olumlu cümlede, some sayılabilen isimle - elma, kitap, bilgisayar gibi ... - kullanıldığında anlamı birkaçtır.
There are some oranges.
(Birkaç portakal var.)
There are some cherries.
(Birkaç kiraz var.)
There are some balls on the table.
(Masanın üzerinde bir kaç top var.)
Olumlu cümlede, some sayılamayan isimle - su, pirinç, süt, un gibi ... - kullanıldığında anlamı birazdır.
There is some spaghetti. (Biraz spagetti var.)
There is some coffee in the cup. (Fincanda biraz kahve var.)
There is some rice on the plate. (Tabakta biraz pirinç (pilavı) var.)
Olumsuz cümlede any sayılabilen isimle kullanıldığında birkaç, sayılamayan isimle kullanıldığında ise biraz anlamındadır.
There aren’t any oranges. (Hiç portakal yok.)
There aren’t any pencil sharpeners. (Hiç kalemtıraş yok.)
There isn’t any tea in the glass. (Bardağın içinde hiç çay yok.)
There isn’t any lemonade in the jug. (Sürahinin içinde hiç limonata yok.)
A lot of; olumlu cümlede sayılabilen ve sayılamayan isimlerle kullanılır; anlamı çoktur.
There is a lot of milk in the jug. (Sürahide çok süt var.)
There is a lot of rice on the plate. (Tabakta çok pirinç (pilavı) var.)
There are a lot of books on the desk. (Masanın üzerinde çok kitap var.)
There are a lot of sausages on the plate. (Tabakta çok sosis var.)
Yorumlarınız
Çoooooooook güzeldi .Ben şahsen çok beğendim.
iyi
çooooooooook güzel
bu test çok güzelmiş hepsinden 100 aldım
çokkkkk güzel
Biz su an bunları islemiyoz .bu yüzden gereksiz olmuş .ama yinede iyi .hepsini biliyordum zaten
bu testi çok sevdim iyki bu test var
bu herkese gerekli bence
bu teknoloji harika
Tam istediğim olmadı
bence harika teşekkürler herkese :D
ben bu testi çok sevdim iyki bu test var. olmasatdı ingilizceyi orenemezdim. iyki var çok teşekkür ederim......
ben çok beğendim çok teşekkür ederim goodbay
Bu testi çok sevdim
iyiki butest var
BU test bana çok yaradı iyiki böyle testler var olmasaydı canımız çok sıkılırdı ingilizceyi çok seviyorum
öğretmenim aylin hocaya çok teşekkür ederim
Konu anlatımı
İngilizce konu anlatımı Türkçe anlamlarıyla birlikte, örnek cümleler ile anlatılmaktadır.