'Going to' Future (Yakın Gelecek Zaman) ...
'Going to' Future (Yakın Gelecek Zaman) ...
İngilizce'deki iki gelecek zamandan birisidir. Digeri - the simple future tense (basit gelecek zaman) - will ile tanınırken, bu da 'going to' ile bilinir. Am, is, are yardımcı fiilerinden sonra gelen going to (- ecek - acak) ekini main verb (asıl fiil - yalın halde -) takip eder. Tomorrow, next week, next year, vb. gibi zaman bildiren zarf, cümle başında veya sonunda yer alır. Örnekleri inceleyiniz.
I am going to organise a picnic with my high school friends. (Ben, yüksek okul arkadaşlarımla bir piknik düzenleyeceğim.) |
I am going to work in a circus. (Ben, bir sirkte çalışacağım.) |
Tomorrow you are going to pay a visit to your grandparents to their house. Yarın sen, büyük ebeveyinlerini (dedeni ve nineni) evlerinde ziyaret edeceksin.) |
You are going to pack your suitcases tomorrow. (Sen, yarın bavullarını (valizlerini) toplayacaksın.) |
Next week the teacher is going to take the children to the swimming pool. (Öğretmen, gelecek hafta çocukları yüzme havuzuna götürecek.) |
My father is going to get retired next year. (Babam, gelecek yıl emekli olacak.) |
Next Tuesday Suna is going to celebrate her birthday. (Suna, gelecek salı doğum gününü kutlayacak.) |
Sally is going to decorate my room next week. (Suna, gelecek hafta benim odamı süsleyecek.) |
It is going to be a great summer holiday. (Harika bir yaz tatili olacak.) |
It is going to be a delicious meal. (Lezzetli bir yemek olacak.) |
We are going to sail from İstanbul to Bozcaada. (Biz, İstanbul'dan Bozcaada'ya yelkenli ile gideceğiz.) |
Next year we are going to graduate from university. (Biz, gelecek yıl üniversiteden mezun olacağız.) |
You are going to do a charity work. (Siz, bir hayır işi yapacaksınız.) |
Next year you are going to earn a lot of money. (Sen, gelecek yıl çok para kazanacaksın.) |
They are going to use the sauna tomorrow. (Biz, yarın saunayı kullanacağız.) |
Tomorrow I am going to call for a taxi to get to the airport. (Ben, yarın hava alanına gitmek için bir taksi çağıracağım.) |
She is going to leave at 5 o'clock tomorrow. (O, yarın saat beşte ayrılacak.) |
We are going to choose furniture for our new house next week. (Biz, gelecek hafta yeni evimiz için mobilya seçeceğiz.) |
I am going to borrow two books from the library tomorrow. (Ben, yarın kütüphaneden iki kitap ödünç alacağım.) |
They are going to learn English to do business in English. (Onlar, İngiltere'de iş yapmak için İngilizce öğrenmeye gidecekler.) |
I am going to start a job at city animal hospital. (Ben, şehir hayvan hastanesinde işe başlayacağım.) |
I am going to stay with an Italian family. (Ben, bir İtalyan ailenin yanınla kalacağım.) |
Sarah is going to work in a big company. (Sarah, büyük bir şirkette çalışacak.) |
I am going to hitchhike during the travel. (Ben, seyahatim boyunca otostop yapacağım.) |
They are going to take the subway in Paris tomorrow. (Onlar, yarın Paris'te metroya binecek.) |
We are going to take a boat trip along the Bosphorus tomorrow afternoon. (Biz, yarın öğleden sonra Boğaz boyunca bir tekne gezisi yapacağız.) |
You are going to go abroad two months later. (Sen, iki ay sonra yurd dışına çıkacaksın.) |
He is going to save money. (O, para biriktirecek.) |
My mother is going to dye her hair red. (Annem, saçlarını kırmızıya boyayacak.) |
I am going to travel by plane. (Ben, uçakla seyahat edeceğim.) |
I am going to work as a project officer. (Ben, proje görevlisi olarak çalışacağım.) |
I am going to learn about Italian food. (Ben, İtalyan yemeklerini öğreneceğim.) |
We are going to meet new friends in Spain. (Biz, İspanya'da yeni arkadaşlar edineceğiz.) |
Sharon is going to book a ticket. (Sharon, bir bilet ayırttıracak.) |
You are going to stay one week. (Sen, bir hafta kalacaksın.) |
I am going to do surfing. (Ben, sörf yapacağım.) |
Sally is going to have an interview with Ronaldo. (Sally, Ronaldo ile röportaj yapacak.) |
I am going to cook and taste different dishes. (Ben, değişik yemekler tadacak ve yiyeceğim.) |
We are going to help sick animals. (Biz, hasta hayvanlara yardım edeceğiz.) |
I am going to go skiing and sightseeing. (Ben, kaymaya ve geziye gideceğim.) |
It is very cold. It is going to snow soon. (Hava çok soğuk. Yakında kar yağacak.) |
Take your umbrella. It is going to rain. (Şemsiyeni al. Yağmur yağacak.) |
There is an English exam tomorrow. I am going to study very hard. (Yarın bir İngilizce sınavı var. Ben, çok sıkı çalışacağım.) |
They have to cancel the picnic. Because it is going to rain soon. (Onlar, pikniği iptal etmek zorundalar. Çünki, yakında yağmur yağacak.) |
Judy is pregnant. She is going to have a baby. (Judy, hamile. Bir bebeği olacak.) |
I am going to take a credit card. (Ben, bir kredi kartı alacağım.) |
I am going to eat the delicious meals. (Ben, lezzetli yemekler yiyeceğim.) |
Suna is going to do the housework. (Suna, ev işleri yapacak.) |
You are going to go on a diet to lose weight. (Sen, kilo vermek için bir diyet (perhiz) yapacaksın.) |
I and Rose are going to get engaged. (Ben ve Rose, nışanlanacağız.) |
I am not going to open a savings account at the bank. (Ben, bankada bir tasarruf hesabı açmayacağım.) |
I am not going to argue with you. (Ben, seninle tartışmayacağım.) |
Erika is not going to work as a doctor there. (Erika, orada bir doktor olarak çalışmayacak.) |
It is not going to be sunny and hot during March. (Hava, mart ayı boyunca güneşli ve sıcak olmayacak.) |
Lisa is not going to come back in May. (Lisa, Mayıs ayında geri gelmeyecek.) |
Hans is not going to live in Germany next year. (Hans, gelecek yıl Almanya'da yaşamayacak.) |
We are not going to give a party tomorrow. (Biz, yarın bir parti vermeyeceğiz.) |
I am not going to talk loudly at school. (Ben, okulda yüksek sesle konuşmayacağım:) |
Are you going to get information about Venice? (Sen, Venedik hakkında bilgi alacak mısın?) |
Are you going to make a list for shopping? (Sen, alış veriş için bir liste yapacak mısın?) |
Is it going to be a family holiday? (O, bir aile tatili olacak mı?) |
Is he going to go on a city tour tomorrow? (O, yarın bir şehir turuna gidecek mi?) |
Are they going to order a taxi to the airport? (Onlar, hava alanına bir taksi çağıracaklar mı?) |
Yorumlarınız
okullla ilgili cümle yok muuuuu
güzel
yaz tatil planlarını anlatan cümleler yokmu
çok kötü
Konu anlatımı
İngilizce konu anlatımı Türkçe anlamlarıyla birlikte, örnek cümleler ile anlatılmaktadır.