8. Sınıf İngilizce 8. Ünite (Cooperation in the family) Konu Anlatımı

Cooparation In The Family (Ailede İşbirliği)nde aile fertleri arasındaki işbirliği ve yapılan işleri anlamayı-anlatmayı çalışacağız. Önce konuya ilişkin soruları görelim:

Have you ever done the housework? (Hiç ev işleri yaptın mı?)

Have you done all the housework? (Bütün ev işlerini yaptın mı?)

Should women and men share the housework equally?

(Kadınlar ve erkekler ev işlerini eşit olarak paylaşmalı mı?)

Have you ever watered the trees in the garden?

(Hiç bahçedeki ağaçları suladın mı?)

Have you ever visited your best friend at the hospital?

(Hiç en iyi arkadaşını hastanede ziyaret ettin mi?)

Have you ever done the shopping for your family?

(Ailen için hiç alış veriş yaptın mı?)

What has your mother cooked for dinner?

(Annen akşam yemeği için ne pişirdi?)

How long have you been in the kitchen?

(Mutfakta ne kadar süre kaldın?)

Who does most of the errands in your family?

(Ailende getir götür işlerini en çok kim yapar?)

Have they come back from shopping yet?

(Onlar şu ana kadar (şimdi) alış verişten geri döndüler mi?)

Have you ever ironed your mum’s clothes?

(Hiç annenin elbiselerini ütüledin mi?)

Have you bought any bread? (Hiç ekmek satın aldın mı?)

Have you cooked for your mum? (Annen için yemek pişirdin mi?)

Has your mother organized the party yet?

(Annen şimdiye kadar partiye organize etti mi?)

Can you clean up the table, please?

(Lütfen, masayı temizleyebilir misin?)

Do you celebrate Mother’s Day in your family?

(Ailende, anneler gününü kutlar mısın?)

Do you share the work at home? (Evde işleri paylaşır mısın?)

What do you do to make your mother happy on that day?

(O gün (anneler gününde), anneni mutlu etmek için ne yaparsın?)

What kind of work do you do to help your family?

(Ailene yardım etmek için ne tür işler yaparsın?)

Hazırlık sorularından sonra şimdi de örnek cümlelere geçelim:

I have done the housework since then.

(O zamandan beri ev işleri yaptım.)

I have made some tea for you. (Senin için çay demledim.)

I have gone to the bank. (Bankaya gittim.)

I have paid at the bills for you. (Senin için faturaları ödedim.)

I have had a row with my wife. (Eşimle (karımla) tartıştım.)

You know men can’t do the housework.

(Bilirsin ki, erkekler ev işleri yapmazlar.)

You should share the housework. (Ev işlerini bölüşmelisiniz.)

They have been very busy with the housework.

(Ev işleriyle çok meşgul oldular.)

She hasn’t cleaned the bathroom. (Banyoyu temizlemedi.)

Women usually do the housework alone.

(Kadınlar genellikle ev işlerini yalnız - yardım almaksızın – yaparlar.)

You have cooked Turkish food many times.

(Çok defa Türk yemeği pişirdin.)

Your grandpa has gone to the supermarket.

(Büyükbaban süpermarkete gitti.)

You have sorted your clothes in your drawers.

(Çekmecelerdeki elbiselerini sıraladın.)

My sister has spilt coffee on my shirt.

(Kız kardeşim gömleğime kahve döktü.)

Your sister has cleaned the oven this morning.

(Kız kardeşin bu sabah fırını temizledi.)

My mother has worked very hard at home recently.

(Annem son zamanlarda evde çok çalıştı.)

I have dusted the furniture. (Mobilyaların tozunu aldım.)

My mother has taken our dog for a walk.

(Annem köpeğimizi yürüyüşe götürdü.)

Your brother has brought the cake. (Erkek kardeşin pastayı getirdi.)

Tom and his brother haven’t helped the housework much.

(Tom ve erkek kardeşi ev işlerinde çok yardım etmezler.)

I have cooked meatballs. (Köfte pişirdim.)

Gina takes her brother to school. (Gina erkek kardeşini okula götürür.)

Suna has ironed her school uniform. (Suna okul önlüğünü ütüledi.)

(Bir önceki ünitede öğrendiğimiz The Present Perfect Tense yapısını da - özet de olsa - tekrarlayacağız.)

Already; eylemin belirsiz bir zaman önce gerçekleştiğini ifade etmekte kullanılır. Örnekleri inceleyiniz.

I have already made a chocolate cake for my grandparents.

(Ben zaten dedem ve ninem için bir çikolatalı kek yaptım.)

Laura has already done the ironing. (Laura zaten ütülemeyi yaptı.)

Jane has already vacuumed the floor. (Jane zaten yerleri süpürdü.)

Her twin cousins have already done the shopping.

(Onun ikiz kuzenleri zaten alışverişi yaptılar.)

She has already taken the rubbish out. (O zaten çöpleri dışarıya götürmüştü.)

Abby has already asked for help from John.

(Abby zaten John’dan yardım rica etti.)

Terry has already bought two loaves of bread.

(Teddy zaten iki somun ekmek aldı.)

You have already placed your furniture in your house.

(Sen zaten evinde mobilyaları yerleştirdin.)

You have already emptied the dustbin.

(Sen zaten çöp kutusunu boşalttın.)

Your mother has already fed her cats. (Annen zaten kedilerini besledi.)

You have already started painting your room.

(Sen zaten odanı boyamaya başladın.)

My mother has already done the laundry. (Annen zaten çamaşırları yıkadı.)

Just; eylemin söz konusu olan zamandan az önce yapıldığının belirtildiği durumlarda kullanılır. Örnekleri inceleyiniz.

I have just done the washing up and set the table.

(Ben az önce bulaşık yıkadım ve masayı hazırladım.)

Alan has just decorated the house. (Alan az önce evi süsledi.)

She has just made a salad. (Az önce salata yaptı.)

Mary has just done the cooking. (Mary az önce yemek pişirdi.)

She has just done the dusting. (Az önce toz aldı (temizlik yaptı).)

I have just finished my housework. (Az önce ev işlerini bitirdim.)

I have just bought a newspaper. (Az önce bir gazete satın aldım.)

Sue has just boiled four eggs for breakfast.

(Sue az önce kahvaltı için dört tane yumurta kaynattı.)

Yet; olumsuz cümle ve soru cümlesinde, cümle sonunda yer alır. Bir eylemin gerçekleşmesinin beklendiği, veya yakın zamana kadar gerçekleşme imkanı olmuş, ama konuşma anına kadar gerçekleşmemiş olan eylemlerden söz edilirken kullanılır. Örnekleri inceleyiniz.

They haven’t built their new house yet.

(Onlar henüz yeni evlerini inşa etmediler.)

I haven’t cleaned my room yet. (Henüz odamı temizlemedim.)

Okan hasn’t washed his hands yet. (Okan henüz ellerini yıkamadı.)

They haven’t been hungry yet. (Henüz acıkmadılar.)

I haven’t had my breakfast yet. (Henüz kahvaltımı yapmadım.)

We haven’t ordered the cake yet. (Henüz keki sipariş etmedik.)

Tom hasn’t finished his housework yet. (Tom henüz ev işlerini bitirmedi.)

Most man have not done any housework yet.

(Erkeklerin çoğu henüz hiç ev işi yapmadı.)

Have you done all the housework yet? (Şimdiye kadar bütün ev işlerini yaptın mı?)

Have you drunk any coke yet? (Şimdiye kadar hiç kola içtin mi?)

Have you cooked for your mum yet? (Şimdiye kadar annene yemek pişirdin mi?)

Have you ironed your brother’s clothes yet? 

(Şimdiye kadar erkek kardeşinin çamaşırlarını ütüledin mi?)

Has your mother organized the party yet? 

(Şimdiye kadar annen partiyi organize etti mi?)

Ever; - olumlu ve olumsuz – soru cümlelerinde ‘hiç’, ‘hayatınızda hiç’ anlamlarında kullanılır. Örnekleri inceleyiniz.

Have you ever been to a foreign country? (Hiç yabancı bir ülkeye gittiniz mi?)

Have you ever eaten shish kebab and shepherd salad?

(Hiç şiş kebap ve çoban salatası yediniz mi?)

Have you ever done the housework? (Hiç ev işi yaptınız mı?)

Has Mary ever driven a car? (Mary hiç otomobil kullandı mı?)

Have you ever slept in the garden? (Hiç bahçede uyudun mu?)

Have you ever watered the trees in the garden?

(Hiç bahçedeki ağaçları suladın mı?)

Have you ever visited your best friend at the hospital?

(Hiç en iyi arkadaşını hastanede ziyaret ettin mi?)

Have you ever seen an opera? (Hiç opera seyrettin mi?)

Have you ever done the shopping for your family?

(Ailen için hiç alış veriş yaptın mı?)

Have you ever travelled by plane? (Hiç uçakla seyahat ettin mi?)

Have you ever ironed your mum’s clothes?

(Hiç annenin giysilerini ütüledin mi?)

Never; olumlu düz cümlede  - olumsuzluk ifade eder - ‘hiç’, ‘asla’ anlamında kullanılır. Örnekleri inceleyiniz.

Alan has never tried Turkish food before.

(Alan daha önce hiç (asla) Türk yemeklerini denememişti.)

You have never seen a famous person. (Sen hiç ünlü bir kişi görmedin.)

Your mother has never washed her pets,

(Annen evcil (evde beslediği) hayvanlarını hiç yıkamadı.)

You have never met Türkan Şoray. (Türkan Şoray ile hiç tanışmadın.)

She has never made mantı. (Annen hiç mantı yapmadı.)

I have never slept for a long time. (Hiç uzun süre uyamadım.)

I have never eaten and made sushi before.

(Ben daha önce hiç suşi yemedim ve yapmadım (pişirmedim).)

(Bu metnin her türlü yayın hakkı A. Hikmet İnce’yeaittir. Hiçbir şekilde alıntı yapılamaz ve başka bir yayında kullanılamaz. Aksi davranışta bulunanlar hakkında, hukuk büromuz her türlü yasal işlemi uygulayacaktır. Üçüncü kişilere duyurulur ...)